Sesli Dinle
Maun Suresinin Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Gördün mü o dine yalan diyeni?
2- İşte yetimi itip kakan odur!
3- Yoksulu doyurmaya teşvik etmez.
4- Fakat veyl o namaz kılanlara ki,
5- Namazlarında yanılmaktadırlar.
6- Onlar ki, gösteriş yaparlar.
7- Ve yardımlığı sakınır (zekatı vermezler).
Maun suresi konusu
Maun suresi 107. sıradadır ve 30. cüzde yer alır. Sure yedi ayetten oluşur ve adını son ayetinde geçen "Ve yemne'ûnelmâ'ûn" kelimesinde maûn'dan almıştır. Maûn, zekat vermek, bir şeyi geçici olarak vermek şeklinde yardım anlamına gelir.
Maun suresi konusunda, biri Allah’ın nimetlerini ve hesap gününü inkar eden nankör, diğeri ise amellerini gösteriş için yapan riyakar olmak üzere iki tip insan tasvir edilmesi söz konusudur.
Maun suresi tefsiri
Diyanetin maun suresi tefsirine göre, ilk ayetin mealindeki "Gördün mü?", burada şaşılacak bir tutumdan söz edileceğine, dolayısıyla konunun önemine dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Ayette geçen din kelimesi, bilinen anlamı yanında “Allah’ın hükmü” veya “uhrevî yargı” mânasında da anlaşılabilir. Ancak bunların birini inkâr eden diğerlerini de inkâr etmiş olacağı için sonuç değişmemektedir. Genellikle insanlar bir dine inandıklarını, dolayısıyla doğru yolda olduklarını, sonuçta mutlu olacaklarını, kendi dinlerine inanmayanların ise yanlış yolda olduklarını, dolayısıyla bedbaht olacaklarını söylerler.
Yüce Allah bu sûrede asıl dini yalan sayıp inkar edenleri tarif ederek bunların kimler olduklarını ortaya koymuştur. Bunlar kimsesiz ve yardıma muhtaç durumda bulunan yetimi küçümseyerek onu itip kakan, yoksullara kendisi yardım etmediği gibi başkalarını da buna teşvik etmeyen kimselerdir. Kuşkusuz bu özellikler birer örnektir; dini yahut âhiret sorgusu ve yargısını inkâr edenlerin başka özellikleri de bulunmakla birlikte burada Hz. Peygamber dönemindeki inkârcıların toplumsal ahlâkla ilgili en belirleyici ve yıkıcı tutumlarına iki örnek zikredilmiştir.
Maun suresi ayetleri, bir taraftan bu tür davranışlar sergileyenleri kınarken diğer taraftan da gerçek dindarları yetim ve yoksullar gibi himayeye muhtaç olanlara yardım etmeye özendirmekte; ihtiyaç sahiplerine yardım konusunda başkalarını teşvik etmenin, hatta bunun için hayır kurumları oluşturarak sosyal yardımı daha verimli, düzenli ve sürekli hale getirmenin gereğini vurgulamaktadır.