Kaza Namazı Nedir
Vakit namazlarını vaktinin dışında kılmaya "kaza" denir.
Vaktinde kılınmamış olan beş vakit farz namazın kazası farz, vitir namazının kazası ise vacip olur. Bu durumda namazın sadece farzı (ezan ve kamet ile birlikte) kılınır.
Sabah namazının kazası güneş doğuncaya kadar, kerahat vakti çıktıktan sonra, öğle vaktine 45 dakika kalıncaya kadar, sünneti ile beraber kılar.
Bir özür olmaksızın namazın kazaya bırakılması büyük günahlardandır.
"Güvene kavuştuğunuz zaman namazı kılın. Çünkü namaz mü'minlere vakitleri belirlenmiş olarak farz kılınmıştır." (En-Nisa suresi, 103. ayet)
Özürsüz kazaya bırakılan bir namaz her ne kadar kaza edilerek borçtan kurtulunmuş olunsa da, işlenen günah için ayrıca tevbe edilmesi gerekir.
Bazı özürlü durumlar vardır ki, bu hallerde kılınmayan namazlar daha sonra kaza edilmezler. Kadınların adet ve lohusalık hali, beş vakit devam eden sara veya cinnet hali bu çeşit özürlerdendir. Zaten adet gören ve lohusa olan kadının namaz kılması caiz olmayıp haramdır.
Her kaza namazı için belirli bir zaman yoktur. Yani öğle namazının kazası öğle vaktinde kılınır diye bir sınır yoktur. Kerahat vakitleri hariç istenilen zamanda kılınabilir.
Hz. Peygamber'e (S.a.v.) hangi amelin daha faziletli olduğu sorulunca; "ilk vaktinde kılınan namazdır" cevabını vermiştir (Ebû Dâvud)
Bir kaza namazına şöyle niyet edilir: "Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk ikindi namazını" veya "son ikindi namazını kılmaya."
“Ey iman edenler, rükû edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin ve hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.” (Hac Suresi, 77. ayet)