Takke takmanın hükmü
Namaz kılarken takke takmanın vey sarık sarmanın iki farklı görüş vardır aslında;
Birincisi; yukarıda anlattığımız gibi Peygamberimiz'in (sav) normal yaşamındaki kıyafet ile namaz kıldığı ve o zamanki şartların, özellikle çoğrafi koşullarnı gereği devamlı sarık sardığı için, namazda takke veya sarık bir zorunluluk olarak görülmemiştir. Hz. Peygamber (sav) yanında namaza özel bir örtü, takke veya sarık taşımazmış. Hatta bazı rivayetlerde başındaki başlığı çıkarıp, önüne sütre olarak koyduğu yazmaktadır.
İkincisi ise; Hz. Peygamber (sav) çoğunlula başı örtülü namaz kıldığı için, takke veya sarık O'nun fiili sünneti olarak görülmüş ve başı açık namaz kılmanın mekruh olduğu söylenmiştir. Ayrıca bununla ilgili ayet mealinde bazı İslam alimleri erkekler için takke veya sarığı da saymışlarıdır.
"Ey Ademoğulları! Her mescitde ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü o, israf edenleri sevmez." (A'raf Suresi, 31. ayet)
Müfessirler bu ayettin tefsirinde; özellikle mescide, camiye giderken takınılması gereken ziynetler içersinde erkeklerin başlarını örtmesinide saymışlardır. Bundan dolayı namazda takke giyilmesi çoğu mezhebe göre müstehap (Müstehap; dinimizde sevilen, yapılması uygun olan, işlenmesi teşvik edilen eylemlere denir) sayılmıştır.
Daha ağır basan görüş ise ikinci görüş yani namazda takke takmak müstahaptır denen görüştür. Namaz kılarken secdeye engel olmayacak takke takmak daha faziletli görülmüş, hatta sarık takkeden daha faziletli sayılmıştır.
Ama net olan bir hususda şudur; erkeklerin namazı başları açık kılmalarının herhangi bir sakıncası yoktur ve takke takmamak günah değildir. 4 büyük mezhebe göre de başı örtmek sünnet sayılmıştır.
Takke veya sarık ile ilgili hadisler
"Bedir’de, Huneyn’de sarıklı melekler yardım etti. Sarık, müminle, kâfiri ayırt edici bir alamettir." (Deylemi)
"Resulullah, sarık sardığında, ucunu iki küreği arasına -iki karış kadar- uzatırdı." (Müslim)
"Sarıkla kılınan iki rekat namaz, sarıksız kılınan 70 rekat namazdan daha efdaldir." (Ebu Nuaym)