Kişinin rukye yapması, manevi olarak zararlı şeylerden korunmak içindir. İslam alimleri kişinin rukye yapmasını caiz görürler. Peygamber Efendimiz (Sav), hastalık ve sıkıntılar için, Kur’an okumayı, dua etmeyi hiçbir zaman terk etmemiştir.
Hz. Aişe (ra) rivayet edildiğine göre;
"Rasûlullah (Sav) yatağına girdiği zaman, İhlas Suresi ve Muavvizeteyn’in tamamını (Felak ve Nas surelerini) okuyarak avucuna üfler, sonra elleriyle yüzünü ve vücudunun erişebildiği yerlerini meshederdi. Rahatsızlandığında bunu, kendisi için benim yapmamı isterdi." (Buhari)
Bu hadis-i şerifte de gösterdiği gibi Hz. Peygamber (Sav) kendisine rukye yapmıştır, hasta olduğu zamanlarda ise Hz. Aile validemize yaptırmıştır.
Mubah ve haram rukye
Mubah olan ve tavsiye edilen rukye bulunduğu gibi bir de haram olan ve yapılması yasaklanan rukye vardır.
Mubah olan rukye için Hz. Peygamber'in (Sav) yaptığı gibi; Kur'an-ı Kerim'den ayetlerle Allah'ın isim ve sıfatlarıyla, arapça ve anlamı anlaşılır bir dille yapılması gerekir. İslam alimleri bu konudaki hadis-i şeriflere göre bu çeşit bir rukye yapılmasına cevaz vermişlerdir.
Haram olan rukye için ise; anlaşılmaz sözler, bilinmeyen isimler, bilenlerin Arapçadan başka bir dille rukye yapması, demir, tuz kullanarak veya ip bağlayarak rukye yapılmasından bahsedilir. Bu tür bir rukye yapılması haram kılınmıştır. Kur’an ve Sünnette olmayan her türlü rukye haramdır.
İslam Alimleri bu konuda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Bazı alimler, hastaya ve yılanın soktuğu kimseye okumak, muska yazdırıp taşımak, suya okuyup içirmek şeklinde rukye yaptırmanın mubah olduğunu söylemişler. Bazıları okumanın mubah, bunun yanında üfleme, ipe düğüm atma ve elle meshetme gibi işlemlerin haram veya mekruh olduğunu söylemişler. Ayrıca 4 büyük mezhep imamı da şirke ve istismara götürmeyen rukye yapılmasında sakınca bulunmadığını belirtmişlerdir.
Diyanet; Allah'tan şifa umarak hastalara Kur’an ve şifa ile ilgili dualar okumanın caiz, halkı kandırmak ve gaipten haber vermek amacıyla üfürükçülük yapmanın ise dinen yasak olduğunu yayınladığı bir fetvada belirtmiştir.
Muska
Rukye ile muska farklı şeylerdir. Rukye için yapılan duaların kağıt üzerine yazılıp taşınan şekline muska denmektedir. Rukye nedir denildiğinde bunu muska veya bidat olan şeylerle karıştırmamak gerekir.
Bazı İslam alimler muskanın içine yazılan yazıların sure, ayet, hadis ve manası anlaşılan dua olduğu ve şifa verecek tek varlığın Allah (cc) olduğuna inanıldığı sürece muskanın caiz olduğunu savunurlar. Ama Peygamber Efendimiz (Sav) zamanında muskanın değer verilmemesi gereken bir şey olduğunu; şifanın ayetler okunarak ve şifa verenin tek Allah olduğunu bilerek, inanarak şifa aranmasının daha doğru olacağı görülmektedir.
Nazar bocuğu da buna örnek verilebilir. Nazar haktır, nazara karşı dua okumak Peygamber Efendimiz'in (Sav) tavsiye ettiği amellerdendir. Ama nazar bocuğu takarak ondan medet unmak caiz görülmemiştir.
"Sizi, her şeytan ve haşereden, her kötü gözden, Allah’ın noksansız tam kelimelerine sığındırırım" (Buhari)
Rukye duaları
Rukyenin caiz olması ve şifa olması için Kur'an'dan ayetler ve Peygamber Efendimiz'in (Sav) tavsiye ettiği dualar okunur. Bu ayetler, sureler ve dualar hadislere göre şunlardır;
- Ayetel Kürsi,
- Fatiha suresi,
- İhlas suresi,
- Felak suresi,
- Nas suresi,
- "Ey sıkıntıları gideren Allah, şifa ver! Ey şafî! Senden başka şifa veren yoktur, hiçbir hastalık kalmayacak şekilde şifa ver" (Buhari)
- "Sizi, her şeytan ve haşereden, her kötü gözden, Allah’ın noksansız kelimelerine sığındırırım" (Buhari)